Çoğumuzun WhatsApp sayesinde adını duyduğu uçtan uca şifreleme, mesajlarımızın ve farklı içeriklerin bir yerden başka bir yere, izlenmeden gidebilmesini sağlıyor. Bu iletişim sisteminde mesajımız, protokol dahilinde şifreleniyor ve internet servis sağlayıcı, ağ yöneticisi, hizmet sağlayıcı gibi üçüncü taraflar ileti içeriğini görmeden, ancak alıcının eline ulaştığı zaman şifre çözülüyor. Böylece güvenli ve gizli bir iletişim sağlanıyor.
Fakat farklı ülkelerden devlet görevlileri ve güvenlik güçleri, kendileri için uçtan uca korumanın geçerli olmamasını talep ediyordu. Bunun sebebi de kaçakçılık ve terörizm gibi uygulamaların araştırılmasını kolaylaştırmak olarak gösteriliyordu. Tabii bunun gerçekleşmesi demek, uçtan uca korumanın bir noktada zayıflatılması demek. Fakat işler, bu noktaya gelmekten sağlam bir adımla uzaklaştı.
Çünkü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, insan hakları ihlal edileceği gerekçesiyle bunu reddetti.
2019’da Rusya hükümeti ve Telegram arasında yaşanan bir gerginliğin sonucu olarak gösteriliyor bu karar. O olayda, Podchasov v. Russia davası söz konusuydu ve Rusya, Telegram’dan uçtan uca korumayı aşabilecekleri bir yol istemişti. Fakat Telegram, tüm kullanıcıları riske atacak şekilde güvenliği zayıflatmak haricinde, bunun bir yolu olmadığını söyleyerek reddetmişti.
Rusya’dan çok diğer Avrupa ülkelerini etkilemesi beklenen kararın bu ülkelerde nasıl karşılık bulacağını da göreceğiz. Tabii Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bir Avrupa Birliği kuruluşu olmadığını hatırlatalım.
Avrupa Birliği tarafında “Sohbet Kontrolü” (Chat Control) isimli kararla birlikte, uçtan uca korumanın önemi sabit şekilde vurgulanmıştı. Fakat kendileriyle karıştırmamamız gereken Avrupa Konseyi, bu kararın etrafından dolaşabilmek için her yolu deniyor gibi görünüyor. Tabii İnsan Hakları Mahkemesinin son kararı, bunu her zamankinden daha zor kılacaktır.
Sizce güvenlik güçleri, uçtan uca şifrelenmiş mesajlara erişmeli mi? Eğer cevabınız evet ise, bunun için tüm kullanıcıların gizliliğini tehlikeye atacak şekilde uçtan uca koruma kalkanımızı biraz da olsa indirmeli miyiz?